Kıymetli kardeşlerim. Malumunuz olduğu üzere bazı makamlar vardır erişilmesi imkânsız olur, ne yapsak yapalım, hangi çabayı harcarsak harcayalım Rabbim (c.c.) dilememişse, erişilmesi “LA” mümkün... Yani olmazsa olmaz gibi. Deriz ya aynen.
Ancak Rabbim (c.c.) takdir buyurmuşsa; ona da kimsenin gücü yetmez ve manide olamaz. Olamazlarda. Vesselam…
İşte bu takdiri İlahiden biri belki de benim için en kıymetlisi olan hem bedeni ve hem de mali ibadet olarak adlandırılan, Yüce dinimizin beş temel şartlarından biri olan temel makamların en kıymetlisi olan Kâbe’ye Allah (c.c.)’ın evine, 08.08.2016 tarihinde Medine’yi Münevvere de olacak şekilde hac görevimi yapmak üzere bu yılda yol göründü… Hamd olsun. Rabbim herkese de nasibi müyesser kılsın.
O makamın ilk keşfedicisi olan Hz. İbrahim Babil'den hicret edip Şam'a gidene kadar çocuğu olmamıştı. Sonra Mısır hükümdarı tarafından Sara'nın hizmetine Hacer isminde bir cariye gönderir ve daha sonra Hz. İbrahim (a.s.) Hacer'le evlenir ve Rabbim (c.c.) bu evlilikle bir erkek çocuk vererek ismini de İsmini İsmail koyarlar. Sonra Hz. İbrahim Allah'ın emriyle bir hikmet üzere, Hacer'le İsmail'i Mekke'ye getirir, anne ve oğlu Kâbe'nin yanında yalnız başlarına bırakıp dönmek isteyince Hacer: "Bizi bu ıssız ve susuz çölde kime bırakıp gidiyorsun" der. İbrahim: "Sizi buraya getirmemi emreden Cenab-ı Hakk'a emanet ediyorum" diye cevap verir. Ve Kâbe'nin etrafının şenlenmesi ve Ehl-i Beyti için dua ederek oradan ayrılır. Yüce Allah (c.c.) İbrahim Suresinin 35. Ayeti kerimesinde mealin "Hani bir zaman, İbrahim şöyle demişti "Rabbim! Bu şehri güvenli kıl; beni ve oğullarımı putlara tapmaktan uzak tut. Rabbim! O putlar çok insanları saptırdı; artık bana uyan bendendir, kim de bana karşı gelirse, şüphesiz Sen, çok bağışlayan, çok merhamet edensin. Rabbimiz! Ben zürriyetimden bir kısmını, kutsal evinin yanında, ekinsiz bir vadiye yerleştirdim. Rabbimiz! Onları orada iskan ettim ki, namaz kılsınlar. Rabbimiz! İnsanların gönüllerini onlara meylettir, şükretmeleri için onları ürünlerle rızklandır. Rabbimiz! Doğrusu Sen gizlediğimizi de, açığa vurduğumuzu da bilirsin."
Yaşlı bir kadın ve bir küçük çocuk annesiyle birlikte kuru, ıssız bir çölde terk edilen Hz. İsmail annesi Hz. Hacer'den su isteyince Hz. Hacer annemiz, Safa ve Merve arasında oğluna su bulmak için yedi defa dolaşır. Bir de gelir bakar ki, İsmail'in ayaklarının altından ilimizdeki kiri su ve sabunun götürdüğü gibi midemizin kötülüklerini, kalbimizin kötülüklerini de temizleyen bin bir derde devâ olan “ZEMZEM” harikasıyla Allah (c.c.)’ın bereketiyle o kuru ve ıssız çölde anne evlat yaşamaya devam ederler…
İşte o manevi atmosferi tekrar yaşamak üzere Diyanet İşleri Başkanlığımızın 30.06.2016tarihli ve 29209042-020-E.13183 sayılı onayları gereği Mekke ekibinden Yemekhane sorumlusu olarak 01.08.2016 tarihinde “Medine yoluna vardım can Muhammedi aradım onu görmekmiş muradım Medine’nin yollarında…” İncileriyle kutsal Kâbe’ye vararak rütbesiz gerçek madana “ER” kişi sıfatıyla “Duyufurrahman” Allah (c.c.)’ın misafiri olma şerefine dâhil olur ve oradaki diğer hacı kardeşlerimize, o kıymetli misafirlere “Sizin efendiniz size hizmet edenlerinizdir.” düsturuyla onlara hizmet etmeye inşallah gideceğim.
Bu vesileyle siz kıymetli kardeşlerimden gidip de gelmemek var!!!! Gelip de görmemek var!!!! Veçhince haklarınızı helal etmenizi, sizlerin selamlarınızı o yüce Resule iletmek üzere, nefsimiz, neslimiz, ülkemiz, vatanımız, bayrağımız, ezanımız, hastalarımızın birlik ve beraberliğimiz, özellikle din değiştiren, mürted olan fetenyahu ve koyun sürülerinin şerrinden emin olmak için Rabbim (c.c.)’den dua etmek üzere ayrılıyorum. En Emin olana emanet olalım. Selam ve dua ile…
Yusuf ÇAKICI
Yalıhüyük / KONYA