Milli Eğitim Bakanı Prof. Ziya Selçuk, öğretmenleri kazanmaya yönelik adımlar atmaya devam ediyor. Bir milyon öğretmen bir milyon fikir projesi başlattı. Öğretmenlerin üreteceği fikirlerin eğitime kalite kazandıracağından kimsenin şüphesi olmasın.
Prof. Selçuk, doğru adımlar atmaya devam ediyor. Eğitim kalitesi öğretmene bağlı. Her ne kadar sınavlarda öğrencilerin bilgi ve becerileri ölçülüyorsa da aslında öğretmenlerin verimliliği de ölçülmüş oluyor.
Eğitimin kalitesi öğretmenin mahareti, emeği ve gayreti kadardır.
Eğitimin kalbi öğretmendir.
Eğitim fakültelerindeki öğretmen yetiştirme sistemini yeniden ele alınmalı.
Önce nasıl bir öğretmen modeli istediğimizi belirlemeliyiz.
Sonrabu nitelikte öğretmen yetiştirmek için programlar üretilmeli.
KÂMİL İNSAN YETİŞTİRME HEDEFİ
Milli Eğitim Temel Kanunu, Türk milliyetçisi yetiştirmeyi hedefliyor.
Hedef “kâmil insan” yetiştirmek olmalı.
Ülkemizde sadece Türkler yaşamıyor, küçümsenmeyecek oranda başka ırktan vatandaşımız var. Esas olan öğrencilerin yeteneklerini keşfeden, geliştiren ve maharetli ve kâmil insan yetiştirmektir.
Vatanını, milletini, insanları sevme anlamında kullanıldığında milliyetçilik iyi bir şey. Türk milliyetçisi yetiştirme hedefi konduğu zaman, ülkenin bazı bölgelerinde Kürt milliyetçisi yetiştirme gayretine girenler oluyor. Türkiye 1984’ten beri 34 yıldır PKK terör örgütü ile mücadele ediyor. PKK, ırkçı ve Kürtçü, üstelik Marksist ve Leninist bir örgüt.
Panzehiri belli. Dindar ve kâmil insan yetiştirmek.
PKK, 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nda da geçen Türk milliyetçisi yetiştirme hedefini istismar ediyor, TC sizi asimile etmek istiyor diyerek adam topluyor. Arkasında ABD ve Batılı ülkeler var. Dindar Kürt kardeşlerimiz PKK’ya prim vermiyor, dinsiz bir örgüt olduğu için karşı çıkıyorlar. Bu güzel. Örgütün elinden ırkçılık kozunu almak lazım.
Irkçılık çıkmaz sokaktır, başka ırklara düşmanlıktan beslenir.
İslamiyet ırkçılığı yasaklar. Kur’an, “Müminler kardeştir” buyurur.
Hz. Muhammed (sav) Veda Hutbesinde şöyle buyurur:
Ey insanlar!
Rabbiniz birdir, babanız da birdir. Hepiniz Ȃdem›in çocuklarısınız. Ȃdem ise topraktandır. Arap’ın Arap olmayana, Arap olmayanın Arap’a üstünlüğü olmadığı gibi, sarı ırkın siyah ırka, siyah ırkın sarı ırka üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvada, Allah’tan korkmadadır. Allah yanında en kıymetliniz ondan en çok korkanızdır.”
TATİLLER KISALTILMALI
PISA, TIMMS gibi uluslararası sınavlarda öğrencilerimiz dünya ile yarışıyor.
Prof. Ziya Selçuk’un bir konferansında da ifade ettiği gibi yılda Japon öğrenci 240, Alman 220, bizim çocuklarımız 185 iş günü eğitim görüyor. Japon’un 240 günde öğrendiğini bizim öğrenciler 185 günde nasıl öğrenecek?
Almanya’da en uzun yaz tatili 1.5 ay.
Bizim tatiller tarım toplumuna göre ayarlanmış. Hâlbuki ülke nüfusunun % 92’si şehirlere taşındı. Tarım toplumu % 8.
Eğitimde uzun tatiller beyin gelişimi açısından zararlı. Prof. James James Flynn, beyin ve hafıza kaslarını kol ve ayak kaslarına benzetir. Kullanılan kaslar güçlenir, kullanılmayan zayıflar. Üç ay boyunca beyin ve hafıza kaslarının nadasa bırakılması zekâ gelişimi açısından verimsizdir.
Bu sebeple yaz tatili kısaltılmalı, ara tatiller uzatılabilir.
KARMA EĞİTİM
Karma eğitimin verimsizliğe yol açtığı, farklı yeteneklerdeki öğrencileri karma sınıflarda yarıştırdığı artık bilimsel bir gerçek. Bu sebeple Almanya’da yönetmelikler değişti. İsteyen çocuğuna ayrı eğitim aldırabiliyor. Amerika’da kız okulları öğrenci akınına uğradı. Batı’daki karma eğitim tartışmalarını “Yüz Yılın Pedagojik Yanlışı Karma Eğitim” isimli bir kitapta topladım, ilgi duyan okumalı.
Milli Eğitim Temel Kanunu’ndaki “eğitim karmadır” hükmü de değişmeli.
Eğitime kalite kazandırmak için ayrı eğitime geçilmeli. Karma devam edecek okullarda da karma eğitimin yol açtığı hem eşit olmayan yarış hem de cinsel tacizler konusunda idareciler, öğretmenler, veliler ve özellikle de kız öğrenciler bilgilendirilmeli.
OKULLARIN VERİMLİLİĞİ
ÖLÇÜLMELİ, KALİTE ARTIRACAK
HEDEFLER BELİRLENMELİ
Ölçmediğiniz şeyi iyi yapıp yapmadığınızı bilemezsiniz. Her okulda okul yönetimi, öğretmenlerin görüşlerini alarak verimlilik kriterleri belirlemeli, bu kriterlere göre eğitimin kalitesi ölçülmeli, kaliteyi artıracak hedefler konmalı. Verimliliği artıran eğitimciler ödüllendirilmeli, verimliliğin artmadığı alanlarda nelerin yapılması gerektiği gözden geçirilmeli.
Suyu getirenle testiyi kıran eşit tutulmamalı, aynı maaşı almamalı. Kaliteyi artırıcı çalışma yapan öğretmenlerimiz bir maaşla ödüllendirilmeli.