Geçen hafta Gebze Atatürk Anadolu Lisesi’nde müdür başyardımcısı Necmettin Kuyucu, bir öğrencisi tarafındanbıçaklanarak şehit edildi. Notları kötü olan ve arkadaşlarına kaba davranıp disiplin cezası alan 11. sınıf öğrencisi, öğretmeninin boynuna ve sırtına 18 bıçak darbesi vurdu. Öğrenci okulda yatılı kalıyor, ailesinden uzak.
Eğitimciler olarak kafamızı ellerimiz arasına alıp düşünmemiz ve çözüm üretmemiz şart. 11 sene bu öğrenciye ne öğrettik ki öğretmeninin katili oldu? Eğitimin içeriğini ve metotlarını gözden geçirmemiz lazım.
Veliler sorumluluk almaya ve işbirliği yapmaya çağrılmalı. Okul aile birlikleri okullara ekonomik katkıdan başka şeyler yapabilmeli.
Öğrencilere karşılaştıkları problemlerin çözümünde psikolojik ve pedagojik destek sunulabilir. ABD’de bir İngilizce öğretmeni olan Erin Castillo öğrencilerin ruh sağlığı ile ilgilenmeye ve onlara destek vermeye başlamış. Her hafta öğrenciye kendini nasıl hissettiğini soruyor: Öğrenci psikolojisini renklerle ifade ediyor:
Sarı-mutlu, kırmızı-öfkeli, yeşil-sakin, mor-canavar, pembe-huzurlu, mavi- moralsiz vb.
Öfkeli ve moralsiz öğrencilerle sohbet ediyor ve onlara rehberlik ediyor Erin Castillo.
Öğrencilerimize zaman ayırmak, onların psikolojik ve ruhsal dünyası ile ilgilenmek, onlara daha fazla rehberlik hatta velileri ile işbirliği yapmak birçok problemin çözümüne katkı sağlar.
Karaman Dr. Sadık Ahmet İlkokulu sınıf öğretmeni Burhanettin Saygılı, örnek alınması gereken bir çalışma yapıyor. Velilerle bir araya geliyor, birlikte eğitim ve motivasyon kitabı okuyup yorumluyor, eğitim konusunda velileri bilgilendiriyor. Öğrencilerini daha sorumlu, daha bilinçli ve daha başarılı yetiştirebilmek için velilerle birlikte çalışmalar yapıyor.
Burhanettin Bey, birinci dönem velilerle Prof. Sefa Saygılı’nın Çocuk Psikolojisikitabını okudu. İkinci dönem Başarıya Götüren Yol kitabımı seçmişler, okuyup yorumluyorlar. 25 Nisan’da kitabı velilerle birlikte yorumlayacağız, Karaman’a davetliyim.
Veliler çocuklarını seviyorlar, onları hayata daha iyi ve nitelikli hazırlamak için gayret ediyorlar. Çocuk onların, sorumluluk almak da hoşlarına gidiyor. Doğru eğitim metotları konusunda yeterince bilgisi olmayanlar bulunabiliyor. Bu konuda öğretmenler, velilerle birlikte kafa yorup birlikte çalışırsa verimlilik artıyor.
Başarıya Götüren Yol’u okuyan bazı veliler, oldukça ilham verici fikirler kaleme almışlar. Örnekler vereyim:
“Bu kitapla tanışmama vesile olan Burhanettin Hoca’ma teşekkür ederim. Hayatta tesadüfe inanmadım. Her şeyin bir zamanı ve bir sebebi vardır. Kitabı elime alınca işte aradığım pusulayı buldum diye düşündüm. Eve gidince oğluma kitabı birlikte okumak için ricada bulundum. İlk önce o okuyacak, beğendiği satırların altını çizecek, sonra ben okuyacağım ve birlikte kafa yoracağız. Okuma saatine hazırlanıyorum.” ( Zeynep Hanım)
“Bazı konularda ümidimi yitirmek üzereydim. Çocuklarım hayata dair ümitlerini kaybetmişlerdi. Bir anne olarak bu durum beni üzüyordu. Kızım üniversite sınavlarına hazırlanıyor. Ona bir şeyler söylemek zorundayım ama motive edeyim derken yanlış şeyler söyleyebiliyorum. Anne ümitlerimi kırıyorsun, diyor. Başarıya Götüren Yol’u henüz 28 sayfa okudum. Kitabın başında o kadar şey öğrendim ki bitince neler öğreneceğimi merak etmeye başladım. Teşekkürler Burhanettin Hocam.” (Şahide Hanım)
“Üşenme, erteleme, vazgeçme demiş Prof. Ali Fuat Başgil. Bunu kafamızın bir köşesine yazmalıyız. Gelecek rahatına kıyabilen, fedakârca, azim ve sabırla çalışanlarındır. Dünyaya çalışmaya geldik, mezarda dinleneceğiz. Kendimize inanmalı ve ömrümüzü hep daha iyi olmak için çalışmakla geçirmeliyiz. Öğrenmeli ve kendimizi geliştirmeliyiz. İşler biriktikçe zorlaşır. Azimle çalışırsak bitiririz. Sabreden zafere ulaşır. İstersek biz de yaparız, kimseden bir eksiğimiz yok.” (Ayşenur Hanım)
“Kendimizi tanımaya ve yetiştirmeye çocukluktan başlamalı. Ağaç yaş iken eğilir. Kur’an’ın ilk inen âyeti; seni yaratan Rabbinin adı ile oku. Okumalıyız. Okumak zihni besler, güzel kitaplar okumalıyız. Bu kitap beni etkiledi, okumanın ne kadar önemli olduğunu daha iyi anladım. Salı günü gerçekleştirmeyi teklif ettiğiniz okuma saatinin önemini daha iyi kavradım. İyi ki gruba katılmışım. Rabbim hepinizden razı olsun.”(Şükran Hanım)
“Bu kitap okuma grubumuza “keşke”lerimizi azaltmak adına yön verecek inşallah. Akıl akıldan üstündür, istişare sünnettir.” (Aygül Hanım)
“İhtiyarlayınca gölgesine oturabilmek için gençken fidan dikmeliyiz. Başarılı, güzel ahlaklı insanlardan bilgi almalıyız.”(Ayşe Hanım)
“Akıllı insanlar başkalarının aklından faydalanır. Oku, öğren, örnek al, uygula, başkalarına aktar. Ben neden yapamayayım? Herkesin sahip olduğu bir beyin, iki el, iki ayak ve bir yüreğe ben de sahibim.”(Hediye Hanım)
“Aklın iyi kullanılmasını anlatan bir kitap. Kur’an doğru yolu gösterir, cennete götürecek işler yapmamızı tavsiye eder. Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Ancak akıl sahipleri ibret alır.”(Nursel Hanım)
“10 sene sonra ne olacağım? Önce kendimi beslemeli sonra bunu çocuklarıma aktarmalıyım. Ne kadar çok nöronun varsa ve ne kadar çok sinaptik bağlantı kurdunsa bağlantıların ne kadar güçlü ise o kadar akıllısın. Kitabı okumaya başladığımda Kavaklı’nın öğrencisi olduğumu hissettim.”(Nejla Hanım)
Velileri ile bir araya gelen, onlarla eğitim konusunda kafa yoran, okuyan, okutan ve öğrencilerinin yeteneklerini geliştirmek için çalışan bir öğretmen Burhanettin Saygılı. Ne öğrencilerinden ne de velilerinden şikâyeti var. Problemleri değil, çözümü konuşuyor.
Okuma saatleri sonunda velilerle birlikte yazdığı “VELİLERDEN İNCİLER” kitabını okuyucularıma ve özellikle eğitimcilere tavsiye ederim.