‘Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu da cehennemden kurtuluş olan’, insanlara sabrı öğreten, nimetin kadrini bildiren, nefsi terbiye eden, manevi iklimin, toplumsal hoşgörü ve dayanışmanın doruğa ulaştığı, on bir ayın sultanı olan Mübarek Ramazan-ı Şerif ayına bir kez daha kavuşabilmiş olabilmenin heyecanını ve sevincini hep birlikte yaşıyoruz.

Ramazan ayı fazilet bakımından nice güzellikleri içinde barındıran mübarek bir zaman dilimidir. Tüm dünyadaki insanlığı, karanlıklardan aydınlığa çıkararak, en doğru yola ileten ve ilâhî kelâm olan Kur'an-ı Kerim’in de indirildiği Mübarek Ramazan-ı Şerifin; tüm İslam Âleminde, ülkemizde ve şehrimizde oluşturacağı huzur ortamının, dünyada da barışın ve huzurun hüküm sürdüğü günlerin habercisi olmasını Cenab-ı Hak’tan niyaz ediyorum.

Ebû Hüreyre radıyallahu Anh‘den rivayet edildiğine göre Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur “Aziz ve celîl olan Allah ‘İnsanın oruç dışında her ameli kendisi içindir. Oruç benim içindir, mükâfatını da ben vereceğim”. Bu demektir ki Cenab-ı Hakk’ın rızasına ve sevabına nail olmak, kötü ahlak ve çirkin davranışlardan arınmak için Ramazan ayı bir fırsattır. Bolluğun, bereketin eksik olmadığı; birliğin, dayanışmanın ve hoşgörünün arttığı mübarek Ramazan ayı, içinde bulunduğumuz nimetlerin ve lütufların farkına varabilmemiz için de en uygun zamandır.

Bu duygu ve düşüncelerle; Mübarek Ramazan-ı Şerif münasebetiyle, sofralarımızdan bolluk ve bereket, gönüllerimizden huzur ve hoşgörünün eksik olmamasını dileyerek, bu günlerin feyz ve bereketiyle; bütün insanlığın ve İslam Âleminin ihtiyaç duyduğu barış, huzur, refah dolu günlerin gelmesini, ülkemizde sevgi, kardeşlik, hoşgörü ikliminin hâkim olmasını, birliğimiz, beraberliğimiz  Milletimizin bekası için yapacağımız tüm duaların kabul olmasını, Mübarek Ramazan-ı Şerifin tüm İslam Âlemi'ne, Milletimize ve hemşehrilerime hayır ve bereket getirmesini temenni ediyorum.