BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

Konya Şeker'in Türk ekonomisine değer katan stratejik yatırımı

Ülkemizin tohumculukta ve yağ üretiminde dışa bağımlılığının sona ermesi açısından stratejik bir yatırım olan Beta Ziraat ve Ham Yağ Fabrikası, yerli ve milli bir üretimle ülke ekonomisine ve bölge çiftçisine büyük katkı sağlıyor. 

23 Mart 2021
Konya Şeker'in Türk ekonomisine değer katan stratejik yatırımı

Konya Şeker, kent genelindeki dev yatırımlarına düzenlendiği basın gezilerine devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde Seydişehir ve Beyşehir İlçelerinin arasındaki Seydibey Tesislerine yönelik yapılan gezinin ardından bugünkü durak Konya'nın Altınekin İlçesiydi. Konya Şeker'in Altınekin Kampüsü'nde bulunan Hamyağ Fabrikası ve tohumculukla ilgili faaliyetlerini yürüttüğü Beta Ziraat A.Ş. tesisleri gezildi.  

Teknolojik donanımları ve yürütülen faaliyetlerle kendilerine hayran bırakan tesisler yerli ve milli üretim anlayışıyla gerek ülke ekonomisine gerekse de bölge çiftçisine sundukları katkıyla göz dolduruyor.


 
Hamyağ Fabrikası yüksek teknoloji ürünü makine parkı ve tam otomatik PLC otomasyona sahip akıllı bir tesis olarak dikkatleri üzerinde topluyor. Beta Ziraat'te ise aynı şekilde yüksek teknolojiyle seri bir üretim yapılıyor. 

ÜLKE TARIMINA BÜYÜK KATKI

Gezi sırasında açıklamalarda bulunan Beta Tohum Genel Müdürü Gökhan Altay, 1961 yılında kurulan Beta Ziraat’in Pankobirlik Genel Başkanı Recep Konuk tarafından Konya'ya kazandırıldığı belirtti. Fabrikada yaklaşık 100 kişinin istihdam edildiğini ifade eden Altay, fabrikanın tohum üretme kapasitesinin her geçen yıl arttığını kaydetti.

Altay, şu bilgileri verdi: 

"2015 yılı içerisinde saatte 500 kg ön temizleme yapabilen Merzifon şeker pancarı ön temizleme sistemimiz 2016 yılı içerisinde makinelerimizin yenilenmesi ve revizyondan geçirilmesi ile saatte 1000 kg ön temizleme yapabilme kapasitesine ulaşmıştır. 2014 yılı içerisinde saatte 500 kg işleme yapabilen Altınekin şeker pancarı işleme tesisimiz makinelerin yenilenmesi ve revizyondan geçirilmesi ile saatte 750 kg kapasiteye ulaşmıştır. Revizyon sonrası toplam kapasitemiz yıllık 250 bin ünite şeker pancarı tohumu üretimine olanak sağlamıştır. Bunun yanında yıllık 25 bin ton hububat tohumu işleme kapasitesine sahip üretim hattımızda 2018 yılında iyileştirmeler yapılmıştır. Toplam 700 bin TL bütçe ile renk ayırımı esasında hububat ve baklagil tohumu temizliği gerçekleştiren Color Sorter cihazı sistemimize dâhil edilmiş ve tohum safiyeti en üst seviyeye çıkartılmıştır. Üretilen tohumların kalitesini ölçmek ve en iyi kalitedeki tohumları çiftçilerimize ulaştırmak adına kalite güvence sistemimiz kapsamında Çumra Şeker Fabrikası yerleşkesinde bulunan tam iklim kontrollü sera revizyonumuz 2018 yılında tamamlanmıştır. Şirketimiz, bu yatırım ile şeker pancarı tohuma kalkma testlerinin dünya standartlarında yürütülmesi seviyesinde önemli bir kabiliyet kazanmıştır. Şirketimiz, aynı zamanda ilgili sera tesisimizde hibrit sebze çeşitleri ve hibrit ayçiçeği geliştirme konularında da çalışmalarını sürdürebilmektedir. Kapasite artırımı ve revizyonlar şirketimize sadece az zamanda çok iş yapabilmeyi değil aynı zamanda üretilen tohumların en üst kalite seviyelerinde müşterilerimiz olan çiftçilere sunulmasına olanak sağlamıştır"

"TOHUMDA DIŞA BAĞIMLILIĞA SON VERDİK"

Türkiye de şeker pancarı tohum pazarının yüzde 40’ını elinde bulunduran şirketin  özellikle şeker pancarı tohumunun çiftçiye fahiş rakamlarla satışını engellediğini ve piyasada tohum fiyatını belirleyen kurum olduğunu belirten Altay "Türkiye'de tohumculuk sektöründe tohum fiyatlarının çiftçinin aleyhine olduğu, çiftçilerimizin tohumları fahiş rakamlarla satın alıyor olması ve tohumda genel olarak dış ülkelere bağımlı olmamız gibi faktörler, ülkemizde tohumculuk sektörünün önemini ortaya koymuş ve Pankobirlik Genel Başkanımız Sayın Recep Konuk’un talimatları ile Beta Ziraat A.Ş.’nin hisselerinin satın alınması gündeme gelmiştir. 'Kendi Tohumumuzu Kendimiz Üretelim' mantığından yola çıkılarak harekete geçilmiş ve Konya Şeker, Türkiye'nin ilk tohum Şirketi olan Beta Ziraat ve Ticaret A.Ş’nin 57,54 hissesini satın alarak Altınekin ilçemize kazandırmıştır. Tesisimizin Altınekin'de kurulması ilçemize iş istihdamı kazandırmış ve ilçede sanayi kültürünün oluşmasını sağlamıştır. Türkiye'de şeker pancarı tohum pazarının yüzde 40’ını elinde bulunduran şirketimiz özellikle şeker pancarı tohumunun çiftçiye fahiş rakamlarla satışını engellemiş, piyasada tohum fiyatını belirleyen kurum olmuştur." ifadelerini kullandı.

Şirketin ana çalışma konusu olan şeker pancarı tohumunun yanında hububat, danelik mısır, silajlık mısır, yağlık ayçiçeği, soğan, sebze, yem bitkileri ve diğer endüstri bitkileri türlerinde de tohumluk üretimi ve satışı gerçekleştirildiğini açıklandı. 

DEV TESİS

Gezi sırasında Altınekin Yağ Sanayi ve Ticaret A.Ş. Hamyağ Fabrikası da ziyaret edildi. Burada dev tesis hakknda bilgi veren Altınekin Yağ Genel Müdürü Niyazi Aslantaş, 2012 yılında üretime başlayan Altınekin Hamyağ Fabrikası’nın Türkiye’nin yağ ihtiyacının önemli miktarını karşıladığını belirtti. 

Altınekin Hamyağ Tesisleri’ni diğer yağ tesislerden ayıran en önemli özelliğin 207 gün gibi kısa bir sürede tamamlanması olduğunu belirten Aslantaş, Türkiye’de bu kadar kısa sürede tamamlanan bu büyüklükte bir fabrikanın olmadığını kaydetti. Aslantaş "Burası günlük 500 ton ayçiçek çekirdeği kırma kapasitesi ile İç Anadolu bölgesinin en büyük hamyağ tesisleridir. TSE TS12302 Ham Ayçiçek Yağı Ürün Uygunluk Belgesi’ne sahip Türkiye’deki ilk ve tek hamyağ fabrikası olan tesisimiz ayrıca TSE TS316 Ayçiçek Tohumu Küspesi Ürün Uygunluk Belgesi’ne de sahip Türkiye’de ilk ve tek hamyağ tesisidir" ifadelerini kullandı. 

Türkiye'nin yağlık bitkiler ve hamyağ ithalatına ilişkin ortaya çıkan cari açığın önlenmesi ve hamyağ açığından dolayı dışarıya ödenen dövizin kendi ülkemizde kalmasını sağlamak ve bu kaynağı kendi üreticilerimizin lehine döndürmek amacıyla kurulan Altınekin Hamyağ Tesisleri’nin ülkemize ve bölgeye çok büyük katkılarının olduğunu ifade eden Aslantaş, bu katkıları şöyle anlattı:

"Bölgede üreticilerin yüksek miktarda ekimini yaptığı pancar, buğday ve hububat üretimlerine ayçiçeği ürünü de eklenmiş olup üreticiye münavebe sistemi ile toprağını yenileme fırsatı doğmuştur. Üreticinin, ayçiçeğinin ekim, büyüme ve hasat sürecinde diğer birçok ürüne kıyasla daha az suya ihtiyaç duyarak yetişmesi nedeniyle, daha az maliyetle alternatif ürün elde etmesini ve bölgenin coğrafi niteliklerine uygun, daha az su tüketen bir ürüne kavuşmasını sağlamıştır. Bu yatırımla güvenli satış kanalı endişesi yaşayan üreticilerimizin bu endişesi giderilmiş, yağlık tohumlar alternatif bir ürün olarak üreticimizin münavebeli olarak ekeceği bir ürün haline gelmiş ve ekonomik anlamda kalkınma getirmiştir. Konya ve diğer bölge illerindeki üreticilerimiz daha güvenle üretip satabileceği bir yatırıma kavuşmuştur. Yağlık tohum üretimi artmış, ayçiçek ve kanola tohumu üreticilerin münavebe sistemine dâhil olmuştur. Yağlık tohumlardan üreticinin gelirinin artması ile tarıma olan ilgi artmıştır. Altınekin Hamyağ Tesisleri yapılmadan önce Konya bölgesinde 35 – 40 bin ton seviyesinde olan ayçiçek üretimi, tesislerin yapılacağının duyurulduğu 2011 yılında 100 bin tona çıkmış, tesislerin üretime geçmesiyle de 2012 yılında 210 bin ton üretim gerçekleşmiştir. Bu üretim ile Türkiye’nin en fazla yağlık ayçiçek üretimi yapan ili Konya olmuştur. 2013 ve 2014 yıllarındaki 260 bin ton seviyeleri ile Konya bu yıllarda en fazla yağlık ayçiçek üretimi yapan il konumuna yükselmiş ve son yıllarda da yaklaşık 350 bin ton üretim ile Tekirdağ’dan sonra ikinci sırada gelmiştir. Tesisin kurulmasının duyurulduğu 2011 yılından başlayarak artan ayçiçeği üretimi ile birlikte üretici, tohumcu, hasatçı, işçi ve benzerlerinin zincirleme olarak kazançları artmıştır. Ayçiçek alım sezonunda, alım işlemi yapılan 10-15 bin üretici için 15-20 bin üretici ailesine direk gelir sağlanmıştır. Altınekin Kampüsünün bulunduğu Altınekin bölgesinde bulunan işsiz gençlere iş imkânı sağlanmıştır. Beta ve Ham Yağ Fabrikası tesislerinde yaklaşık 300 kişi istihdam edilmektedir. Tesislerin oluşturduğu 780-800 milyon liralık ekonomik katkı bölge ekonomisine canlılık kazandırmıştır. Tesislerde 50-60 bin ton hamyağ üretimiyle Türkiye’nin yaklaşık 1 milyon ton olan hamyağ ihtiyacının yüzde 10’u karşılanmış ve ülkemizin cari açığında önemli bir yeri olan bitkisel yağ ithalatının azaltılmasına katkı verilmiştir. Hayvancılık açısından da büyük önem arz eden tesisimizle, yağ elde etme işleminden sonra ortaya çıkan yüksek proteine sahip küspenin tamamı bölgede bulunan yem sanayiinin kaliteli hammadde ihtiyacını karşılamıştır. Ayçiçek ekiminin yapıldığı bölgelerde hammadde alımı gerçekleştirilerek ayçiçek alım merkezleri kurulmuş ve üreticiyi yormadan, üreticinin ayağına giderek hammadde alımı gerçekleştirilmiştir. Yağ/Nem analizlerinde dünyada referans kabul edilen cihazlar alım noktalarına yerleştirilmiş, cihazlardan alınan oranlara bağlı verilen fiyatla çekirdeğinin yağı yüksek olan üreticilere prim verilmiş ve bundan da üreticilerimiz kazançlı çıkmıştır. Tüm hammadde alım sistemi otomatize edilmiş olup, numune alımından analiz sonucu çıkana kadar olan sistem kullanıcı hatalarından bağımsız hale getirilmiş ve üreticiyi bekletmeden hızlı sonuç verilmiştir. Konya ve bölgesinde üretilen çekirdeği alan tüccarların, tesislerimizdeki alım fiyatını belirlediği rakamın üzerinde fiyat vermelerini sağlamış, yani üreticiler tüccarlara mahkûm edilmemiş ve tesisler piyasada regüle görevi yaparak üreticilerin kazanmasına vesile olmuştur."

AYÇİÇEK ALIM MERKEZLERİ

Yatırımlarında ve üretimlerinde üretici odaklı çalışan ve üreticinin lehine olabilecek her türlü kolaylığı sağlayan Konya Şeker, Altınekin Kampüsü’nde kurulan Hamyağ Tesisleri’nin ihtiyacı olan hammaddeyi temin etmek için bölgelerde Ayçiçek Alım Merkezleri kurdu. Üreticiyi nakliye masrafından kurtaran ve ayağına giderek hammadde alımı yapılan 7 bölgede alım merkezleri oluşturuldu.

İsmil, Çumra, Oğuzeli, Güntaş, Yarma, Kızören ve Altınekin Kampüsü’nde 92 bin 500 metrekarelik bir alanda kurulan ve toplam 200 bin metreküplük stok alanı bulunan Ayçiçek Alım Merkezleri 27 çelik silodan oluşuyor. 2013 yılında gerçekleştirilen alım merkezlerinin toplam maliyeti o günkü döviz kuru üzerinden hesaplandığında yaklaşık 6 milyon 140 bin 506 doları buluyor. Bir başka ifadeyle alım merkezlerinin bugünkü döviz kuru üzerinden TL olarak hesaplanırsa yaklaşık 46 milyon 790 bin 655 liraya tekabül ediyor.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.