“Kabağımıza tuz istemeye gelmedik”
“Oğlumuza kız istemeye geldik…”
Eskidendi, eskimeyen zamanlardan, dağların dağlara kavuştuğu, insanın insanı anladığı, yürekçe konuşulduğu zamanlardan…
Evlilik tüm toplumlarda kutsal bir değer olup Türk toplumunda da dinen ve kültürel olarak onanan, çeşitli törenler icra edilerek kutsanan bir kurumdur. Evlilik birliği ve mutluluğu her iki tarafında (kız ve erkek) onayı alınarak yapılır. Kimi zaman ailelerin onayı gençlerin onayından daha önemli olup yöreden yöreye ve zamanla değişiklik göstermektedir. Eski dönemlerde kız ve erkek birbirini neredeyse hiç görmeden evliliğe adım atarlarmış. Buna Görücü Usulü Evlilik denilirmiş. Kız babası ile oğlan babasının gençleri uygun görmesi yeterliymiş. Ya da oğlan annesinin kızı çarşıda pazarda tarlada çeşmede yolda…vs görüp beğenmesi, oğlunun yaşına başına uygun görmesi ile yakınlarını yanına alıp kız evinin kapısını çalması ile gerçekleşirmiş… Buna “Görücü Gitme” geleneği denilmiş olup, toplumsal yapıdan onay alan ve “Falancalar, Kızınıza görücü geleceklermiş izin isterler” söylemine “Buyursunlar buyursunlar başımızın üstünde yerleri var” denilerek cevaplanan bir gelenek halini almış… Kız beğenme, oğluna uygun bulma, eve uygun gelin alma….vb kavramlar gelin seçerken oldukça önemli yer tutar. Oğluna kız isteyecek aileler oğlunun mesleğine, ekonomik durumuna, eğitimine, yaşadığı yere göre kız seçip görücü gitmek isterler…
Eski zamanlarda görücü gitmeden önce kızın tarlada, bağ bahçede nasıl çalıştığına, kaç testi su taşıdığına, çapayı nasıl vurduğuna, peyniri nasıl yaptığına…İnek sağmasına, dağdan odun kesmesine, çamaşır yıkamasına… vb bakılır ve kızın çalışkan, maharetli, elinden her iş gelen hem kendi söküğünü hem herkesin söküğünü diken olmasına dikkat edilirdi… Yaptığı yemek yenilecekti. Tuzu, yağı şekeri az kullanacak tutumlu olacaktı ve her şeyden önce eli yüzü düzgün güzel olacaktı ki oğullarına layık görüp kız evinin kapısını çalabilsinler… Böylece başlardı Görücü Geleneği. “Oğlana bir kız buldum, bir çamaşır yıkamış, tütüsü dokuz mahalleye varmış” “Bir keşkek karmış tarlada bir yiyen bir daha yemiş, bu kızı oğluma alacağım vallahi” “ Boyu boyuna huyu huyuna uygundur, deyiverin görücü varalım” “Nakış dersen desen desen. Dikiş dersen entari entari donatmış yedi mahalleyi. Bir maharet bir çeviklik maşallah maşallah gelinimiz olur inşallah”
Yeni zamanlarda ise genellikle oğlan kızı kız oğlanı görüp beğenir anlaşır ve âdet yerini bulsun diyerekten oğlan annesini ve yakınlarını kız evine görücü yollar. Her iki durumda da kız evi istekli niyetli olumlu bir yaklaşım içerisinde ise Görücü Kadınlar haneye buyur edilir ve daha yakından kızı ve ailesini görüp bilirler. Böylece iki taraf birbirini daha yakından anlar, niyetler söylenir, kız ve oğlanın özelliklerinden bahsedilir… Görücü gidilmesiher seferinde illa dünürcülük edilip kızın istenilmesi anlamına gelmez. Bazen kız uygun bulunmaz bazen oğlan uygun bulunmaz ama görenekler gereği hep baş üzerinde tutulmaya misafirliğin adaplarına uyulmaya çalışılır… Bazı yörelerde Dünürcü Başı denilen kadınlar vardır. Bu bilge ve güngörmüş kadınlar görücü gidileceği ya da kız isteneceği zaman ortaya çıkarlar. “Falanca bu kızı bitirir, görücü giderken, yanınıza mutlaka onu alın” denilir. Bu bilge kadınlar çok kız istemiş, çok evliliğe şahitlik etmiş ve hali hazırda görücü gitmeyi, kız istemeyi ezber etmiş kadınlar olduklarından, ağzı dualı bir büyük olarak görücü sedirlerinde baş köşeye otururlar. Oğlan tarafı kapıyı çalar. Kız tarafı nazikçe buyur eder. Olur olmaz nasiptir! Der gelenler. Çok da ifşa edilmez niyetler… Bazı yörelerde kız evinin hiç haberi olmadan çalınır kapı. Evde evlilik çağına gelmiş bir kız varsa hafiften işaret eder anne kızına; “Görücü olabilirler” diye. Kız ona göre kendine çeki düzen verir, oturuş kalkışına dikkat eder ve özen gösterir. Kimsiniz kimlerdensiniz? Bey’iniz kimlerden? Bizim bey tanıyordur belki…vb Konuşmalar yavaş yavaş kızın özelliklerini sorup soruşturmaya kadar gelirse anne kızına ikinci işareti verir. Kız kalkar ve kahvelerini nasıl içeceklerini sorar. Görücü kadınlar kabul görülmüş gibi gülümseyerek “Şekerli olsun şekerli, ağzımız tatlansın”Derler… Kız kıvamında bir kahve yapar ve görücülere tutar. Kahvenin yanında, oğlan tarafının elimiz boş gitmeyelim, zengin duralım, görgülü bulsunlar diyerek götürdükleri, baklava, çikolata, lokum…vbtutulur… Eğer kız tarafı görücüleri hiç uygun bulmamışsa ya da isteksizse bu hediyeler açılmaz ve çoğu yerde hiç kabul edilmeden kızın bir yakını tarafından dünür başı kadının koltuğunun altına verilip, kusura bakılmasın kızımızın gönlü yok denilir… Ya da kız görücülerin yanına hiç çıkmaz ve yakınları yine aynı şekilde çay ikram ederek misafir görgüsü gösterip yolcu ederler görücü kadınları… Görücü kadınlar demişken; Görücü Gitme Geleneğimiz gerçekleşirken kız evine çok fazla kadın gitmez. Ne de olsa yeni yeni kurulacak bir akrabalık olacaktır eğer nasipse. Kız görmeye oğlanın annesi, kız kardeşleri, varsa büyükleri olan kadınlar ve dünür başı kadın gider… Dünür başı kadınlar kız görmeden sonra olumlu bir yanıt alınırsa erkek evi tarafından elbiselik kumaşla ödüllendirilirler… Hatta dünür başı seçildiklerinde giydikleri elbiseleri gösterip falancanın kız bitirmesinden derler… Kız bitirmek;Görücü gidilip, beğenilen kıza dünürcü gönderilmesi ve kız evi tarafından bu isteğe evet denilmesi anlamına gelir… Kız evi naz evi diyerek görücüler geldiğinde hafif olumsuzluk görseler bile naz kültürüne yaslanıp birkaç defa kapı çaldıkları olur… Öyle ya Kız evi naz evi. Nazını çekebileceğin kızı al…Böylece çalınır kapılar, gelir mis gibi kahveler, lokumlar ve deyişler ve sözler… Kız oğlanı, oğlan kızı görür ve sonu izdivaçtır nasipse… Elimde bir kutu fıstıklı lokum, yanımda birkaç bilge kadın bir güzelin kapısını çaldık. Kapı sevgiyle açıldı, kahvemiz tadında geldi. Oğlan kızı, kız oğlanı görmüş sevmiş… Bize de Allah tamamına erdirsin demek kaldı…