Göktürk, çeşitli işlemlerden geçirdiği kauçuk, dut, ayva ve armut ağaçlarının yapraklarına manzara ile insan, hayvan, doğa figürleri resmederek hazırladığı eserlerini, Edremit Ayşe Sıdıka Erke Etnografya Müzesi'nde açtığı ilk kişisel sergisinde sanatseverlerle buluşturdu.
Soner Göktürk, AA muhabirine, resim sanatına çocuk yaşlardan bu yana ilgi duyduğunu, ancak çalıştığı yıllarda resim yapmaya zaman ayıramadığını söyledi.
Emekli olduktan sonra sanatsal çalışmalar yapmaya başladığını belirten Göktürk, "2018 yılında Konya'da düzenlenen Hazreti Mevlana'yı anma etkinliklerine eşimle katılmıştık. Orada bir sanatçının icra etmiş olduğu yaprak üzerine resimdeki hat sanatı beni derinden etkilemişti. Bunu yapabileceğimi düşündüm. Uğraştım, çabalarımın sonucunda çeşitli ağaçların yapraklarını biriktirmeye, onları işlemeye başladım. Yaprakları resimle buluşturdum." ifadesini kullandı.
"Sanatı sanat yapan sevgimiz ve uğraşımız"
Kuru yaprağın resimde oldukça hassas bir malzeme olduğunu anlatan Göktürk, yere düştüğünde değersiz görülen yaprağın, işlendiğinde evin bir köşesinde yıllar boyu kalabileceğini belirtti.
Göktürk, "Sanatı sanat yapanın bizim sevgimiz, sanat sevgimiz, uğraşımız, biraz da yetenek olduğunu düşünüyorum." dedi.
Yaprağın tuvale dönüşmeden hangi işlemlerden geçtiğine dair bilgi veren Göktürk, şunları kaydetti:
"Kurutulması, temizliği ve her gün havalandırılması özel bir çaba ve itina gerektiriyor. Dut, ayva ve armut yaprağı oldukça hassas. Her yaprağın bir kuruma dönemi var. Bunları kuruttuktan sonra akrilik boya ile işliyorum. Kauçuk ağacının yaprağının sağlıklı, sert ve resim yapmaya uygun olduğunu keşfettim. Yaprağın tamamen özelliğini korumasından yanayım. Bu nedenle yaprağın orta kısmına kenarları boş kalacak şekilde resim çiziyorum."